16.05.2016

 Ayaklarımı denize değen betona uzatmış, çengelköyde gerdana karşı, çınar altındaki bankta Piraye okuyordum. Bir elimde çay bardağım,gölgem arkama düşmüş, gözlerime batmıyor ikindi vakti. Çocuk sesleri ebeveynlerine karışıyor, çekirdekler sanki yanımda çitleniyor. Okudukça sesleri kaybediyor, Nazım Hikmete bileniyordum. Derken.. bir kahkaha ile titredi içim ! Bütün sesler geri geldi, çay elime döküldü, başımı sağa doğru, sese çevirdim.. kolların 2 yana açık, yan bankta bir kalabalık, inci gibi bir gülüşte durdu an! Sanki güneş dişlerine yerleşmiş, gün batımı gözlerinde bitmiş, herşey rengini kaybetmişti. Kalbim ayran şişesinde çalkalanır gibi elime vuruyordu. Hoca seslendi " Allahu ekber, Allahu ekber !" Benim yerime nara atıyordu ! 

Ezanla irkilip kendime geldim, yutkunup önüme döndüm. Neydi bu hissettiğim, kaybolduğum ? Korku heycanla dövüşüyordu, küçük bir kız gibi utanarak göz ucuyla tekrar sana bakmak için can atıyordum. Çaktırmadan, sanki kimse beni görmüyormuş gibi başımı hafifçe çevirdim. Sen başını bana doğru eğmiş, dudakların tebessüme dönmüş, başınla selam verdin. Yakalnmışım gibi elim ayağım karıştı, bardağı banka bıraktım ve önüme dönerken selamını karşıladım. Sanki cezalıyım gibi başımı kitaba sakladım. Bir anda yanımda durdun, gözünle dökülen çayı işaret ederek konuştun;

- İftardan sonra ikram edersen içebilirim bir sakıncası yoksa?

Başımı kitaptan kaldıramıyor, göz ucumla kaşlarım kalkık yan yan sana bakıyordum. Sanki yüzüm dönmeyince sen beni görmüyordun. sesim içime kaçmış, saklanıyordum. 

Hadi artık der gibi mimik yaptın, ellerini 2 yana açarak isyan ettin;

- Oruçtum, henüz açmadım ve çok acıktım. 

Hala titriyordum. Az yana kaydım, oturdun. Ben çantamı toparlarken kitabı aldın.

- Kadını değil, Aşk'ı sever Nazım. 

Şaşırmıştım. Bende o yüzden kızardım Nazım Hikmete. Ama sevişini severdim. Kalktım. çantamı koluma atakerken bana doğru kalktın. 

- Nazım gibi mi seversin?

- Nazım gibi sevemem. 

- Çok güzel sevmiyor mu sence?

- Çok seviyor. Hep değil..

Yüzümdeki heycan yerini şaşkınlığa bıraktı, dudaklarım aralandı fısıltı gibi tekrarladım gözlerim süzülerek anladım. Çok güzel söylemiştin. Çok seviyordu, hep değil..


12.04.2011 Tarihli not

Benim göz ucum ona fikir versin, ben istemiyim, o söylesin, ben söyliyim, o bitisin. Şiddetinden korkayım ama kucağında kaybolayım. Öyle çok bilsin ki hayran kalayım. O Adam gibi dursun ki ben Kadın olayım. Kadınlığımı düşünsün, güzel kalayım. Onunla güzel olayım.Başımı göğsüne koyunca ritminden hayat bulayım. O heycandan ben titreyeyim. Sarılınca başım omuzunda, öpünce dudakları alnımda. O gülünce dişleri gözlerimi alsın, gülmek ona yakıştığı kadar kimseye yakışmasın..