10.01.2008 01:32 tarihli mektup..

Kalabalıkta olsam da hissetmedikçe varlıkları, istemiyorum böylesi gereksiz ölümlü sancıları. Sen sonbaharı verdiğinde düşmeyecekse yapraklar, çürümeliyim olduğum yerde, acımı çekmeli kökler.. Adil değilse yaşam bana, günah doğurmamalı, yapraklarıma umut çalmamalı...
Haketmesen de değri senden tek istediğin, biraz derin olmandı.. ben boğuldukça hıçkırıklarda, sen sebepsiz zevk alıyordun adeta...

Artık göğe bakıp şekil yaratan o gizli hayallerimde kalmadı.. Aklımın, lambaları patlamış sokak köşelerinde gelip geçenleri göremezken, ellerinde fenerle gezen soru işaretleri, öldürüp duruyor hayalleri.. Göremiyorum ölenleri, çürüdükçe zehirleniyorum, ve öldükçe onlar, bende yavaş yavaş çürüyorum...

Sana konuşamasam da dinlediğini varsayıp sövüyorum, sonra mumlar yakıp af diliyorum.. Anlamıyorum arzulara arzusuz kalışımı.. Ya yok ibretlik birşey artık, yada kör oldum, fânîleştim, aciz kaldım...
Mühürlendi üzerime işlemediğim günahlarım..
Mumdaki günahsız ip gibi yaktım..

1 yorum:

  1. "Aklımın, lambaları patlamış sokak köşelerinde gelip geçenleri göremezken, ellerinde fenerle gezen soru işaretleri, öldürüp duruyor hayalleri.."

    Çok güzel, ellerine sağlık. Her satırında duygu var, düşünülmesi gereken şeyler var.
    Ellerine sağlık.

    YanıtlaSil