15.10.2006 tarihli mektup...

Yine dönen ben oldum.. Ama yine yalnızım... içimde bağrış çığrış kurtulmaya çalışan duygular, bende kulaklarımı tıkadım dünyaya, olabildiğince faniyim sana.. Büyüdüm mü acaba...

Büyüyemedim daha.. Ne bedenin tüm acılarını tattım, nede tüm zevklerini yaşayabildim..
Ya duygular?Onları törpüledim, ojeledim..
Artık zedelenmez kolay kolay. Kendi haline bıraktım..

Isıtıp bir tatlı kaşığında hayallerimi, zevklerimi, acılarımı, çektim bir süre bulamayacağım şırınganın birine, sana bıraktım.. İçim kıyamet, damarlarım asi, istiyor seni.... Ne kadar daha dayanırım bilmiyorum.. Şimdilik yaşıyorum...

2 yorum:

  1. Bazı şeyleri tekrarlayabilmek güç ister. Israrla peşinde koşmak ve istemekç Tğm can çekişmeye rağmen yeşeren bir umutla serpilmek. Kendi küllerinden doğan Anka kuşu gibi ısrarla, yine yeniden gülümseyebilmek... İçinde herkesin kendinden bir parça bulabileceği hüzünlü ama güçlü bir karakteri yansıtmış bu satırlar. Tabi benim bakış açımla...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim İsmail (: Yeni neslin şıpsevdi aşklarına üzülüyorum, artık günübirlik ilişkiler diye. O yüzden yayınlamaya karar verdim, bizden sonra gelen nesil belki görür, gerçek aşk'lar sadece filmlerde yada efsanelerde değil, hala var, belki anlar istedim.

    YanıtlaSil